Harı bülbül, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesi şehirlerinden Şuşa’da yetişen endemik bir çiçektir. Har, Azerbaycan Türkçesinde “diken” anlamına geliyor.
Orkidegiller ailesine mensup, gövdesi 20-40 santimetre arasında bir uzunluğa sahip harı bülbül (dikenli bülbül), nisan ve haziran ayları arasında açıyor. Sonbahara kadar dalında kalan çiçekte, üç farklı yöne uzanan yapraklar bulunuyor.
Yaprakların ikisi kuş kanadını, diğeri ise gagalı kuş başını andırmaktadır. Çok kırılgan ve hassas bir yapıya sahip harı bülbül, Türk mitolojisinde yer almakta olup birçok efsaneye, halk masalına ve müzik yapıtına da konu olmuştur.
Bir efsaneye göre, güzel sesli bülbül bu zarif çiçeğe aşık olmuştu. Bir gün bülbül sevgilisiyle buluşmaya gitmek istediğinde kuvvetli bir rüzgar esmeye başladı. Rüzgar o kadar kuvvetliydi ki her şey kırılarak paramparça oluyordu. Sadece bülbülün sevdiği zarif ve güzel çiçek rüzgara boyun eğmeden dik duruyordu.
Gücüyle gurur duyan rüzgar bunu görünce hayrete düşüyor. Çiçeğe, rüzgarın şidderli gücüne boyun eğmemesinin nedenini sormuş ve “aşkımdan” cevabını almıştır. Rüzgar daha da kuvvetle kükrüyor, öfkesi yere göğe sığmıyordu. Bu öfke karşısında çiçeğin direnci azalmaya başlar.
Bülbül göğsünü çiçeğin göğsüne dayar ve onun bükülmüş duruşunu düzeltir. Ancak bülbülün göğsü çiçeğin dikeni tarafından delinir. Bülbül mahv olur ama çiçeğin bükülmesine izin vermez.
Karabağ Hanı İbrahim Halil Han’ın kızı "Ağabeyim Ağa Cevanşir'in hayat öyküsü de harı bülbülle adeta özdeşleşmiştir.
Cevanşir’in hikayesi şöyle:
“Karabağ Hanlığı ile İran Hanedanlığı arasındaki ihtilafların bitirilmesi ve normalleşmenin sağlanması için Cevanşir, Feth Ali Şah’la evlendirildi ve Tahran’a gönderildi. Görkemli bir sarayda yaşayan Cevanşir ise Şuşa’yı ve Şuşa’nın çiçeklerini hiç unutamaz. Günler sonra Şah, Ağabegüm’ün memleket özlemi çektiğini anlar ve bir isteğinin olup olmadığını sorar. Ağabegüm ise babasının evinden getirdiği mücevherlerini satıp bir bağ kurmak istediğini söyler. Önce şaşıran Şah, sonra Kabul eder ve mücevherler halka satılır. Ardından hummalı bir çalışma başlar ve ‘vatan bağı’ adı verilen bağa her çeşit çiçek ekilir ve ağaç dikilir. Ağabegüm’ün memleketi Karabağ’ın her karış toprağından getirilen bitkiler de vatan bağına dikilir. Karabağ’dan getirilen her bitki yetişir ancak her şey yapılmasına rağmen harı bülbül yetişmez. Bağbanlar çaresiz, Ağabegüm’ün boynu bükük kalır.”
Bir gün bağında gezerken kendisi gibi boynu bükük, suskun bir bülbül gören Ağabegüm, hemen oracıkta asırlardır dillere pelesenk olan şu ünlü şiirini yazar.
Vatan bağı al elvandır
Yok üstünde harı bülbül
Neden her yerin elvandır
Göğsünün altı sarı bülbül
Şuşa’nın 8 Mayıs 1992’de Ermenistan’ın işgaline uğramasıyla harı bülbüle hasret, ayrılık ve acı anlamları yüklenmiş ve bu zarif tutsak çiçek edebi eserlerde bu şekilde işlenmiştir.
27 Eylül - 10 Kasım 2020'de süren ve 2 bin 783 şehit verilerek Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanan 2. Karabağ Savaşı esnasında harı bülbülün görselleri sosyal medyada çokça paylaşıldı ve şehitlerin sembolüne dönüştü.
Tıpkı efsanede bülbülün sevdiği çiçekle birleştiği gibi, yaklaşık 2 bin 783 şehidin kanı da Karabağ topraklarına karıştı. Şehitler adeta harı bülbül oldu.
Savaşın ardından harı bülbül rozetleri bastırıldı, devlet yöneticileri Azerbaycan’ın dört bir yanında ziyaretçilerine hediye ediyor. Bende de bir tane var, bir proje için Azerbaycan Ankara Büyükelçiliğini ziyaret ettiğimde hediye edilmişti 2 yıl önce.
Şuşa’da otellerden caddelere kadar birçok yere ismi verildi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in katılımıyla 12 Mayıs 2021’de Şuşa’da “Harı Bülbül Müzik Festivali” düzenlendi, çeşitli sanatçılar ve gruplar sahne aldı.
Türkiye’nin Darphane Genel Müdürlüğü de zafer hatırası olarak bastığı paranın ön yüzünde harı bülbülün görseline yer verdi.
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) tarafından 2023 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Şuşa, gelecek yıl birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yapacak.